Cumartesi, Eylül 24

Balkondan Gelen Sesler



Çocukluğunuzda, ergenliğinizde hangi sesler kaldı aklınızda?  Çok fazla sesle, kokuyla, duyguyla temas etmiş olmalısınız. Size hayatınızda yön verenler belki de o sesler ve o kokulardır. Ben de zaman zaman öyle oldu. Çocukluk ve ergenlik sona erdikten sonra önünüze çıkan seçenekleri değerlendirirken referansınız o ses ve kokular oluyor. Belki bazen bir bilene de danışıyorsunuz ama son kararı verirken içinizdeki his noktayı koyuyor. İşte o his; sesler ve kokular... Mesela, 3 dakika süren şarkılar o nedenle bu yüzden önemli bazı insanlar için.

Lisedeydim. Önümde uzun yılların olduğunu varsayarak üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Aile; hemen her aile gibi zor dönemden geçiyordu. Ben de başka bir yere taşınmak zorunda kalmıştım. Bildiğim bir evde, tanıdığım insanlarla beraber ama alışık olmadığım bir hayatı yaşarken aynı zamanda son kozlarımı oynuyordum. Esasında sıkıcı olmasına rağmen güvenli bir alandaydım. Bir müddet sonra geleceğimi tayin edecek kararlar alacaktım ama ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim de yoktu. Yaşım 16'ydı; barlara giremiyordum, ehliyetim yoktu, oy kullanamıyordum. Hangi bölümde okuyacağım veya hangi mesleği seçeceğim de o anlarda benim için pek önemli değildi. Önemli olan; hangi hayatı yaşayacaktım?

İşte o tanıdık evde geçirdiğim günlerin birinde, bahar geldi. Nisan mayıs aylarıydı. Yaşım 16'ydı; arkadaşlarımdan uzaktım, kız arkadaşım yoktu, ailem yanımda değildi. Havalar ısındıkça; karşı apartmanın balkonundan, her gece oturduğum odaya sesler gelmeye başladı. Sohbet eden insanlar. Gençler. Güzel ablalar, düzgün konuşan abiler. Ben o yaşta onlara "Şerefsizlere bak ne güzel bir aradalar ve ne güzel eğleniyorlar" diyerek kıskançlıkla bakıyordum. O sesler arttıkça, sıklaştıkca, hemen her hafta sonu çoğaldıkça, kafamdaki karar mekanizması da hızlanmaya başladı. Benim oluşturmak istediğim hayatın simgesi buydu. Balkonda; kalabalık, gülerek...

Bunu istediğimi fark etmem; bunu istediğim andan sonrasına denk geliyor. Ama bunun için çabalamam o anlarda başlamış olmalı. Ona göre tercihlerimi yaptım, ona göre hareket ettim. O hayata bir an önce başlamak için para biriktirdim, askerliğimi hemen aradan çıkardım. Bazı şeyleri ihmal ettim. Ve bir hayat kurdum.

Bir dönem o balkondan gelen sesleri ben çıkardım. Onun uzun uzun süreceğini zannediyordum, ne de olsa çok istemiş ve çok çabalamıştım. Fakat, hayat bir şeyler başardığınız anda sonsuzluğa ermiyor. Bir şekilde akşamları balkonda otururken, sabahları yola düşüyordum. O nedenle zaman zaman, sabahları yola düşeceğim için bazı akşamlar balkonu erteledim. Bu değişikliği fark edememiştim ve o esnada yeni sesler ve kokular türetememiştim. Tıkandığımı sonradan fark ettim.

Geçtiğimiz günlerde bir akşam işten çıkmış eve dönüyordum. Ihlamur kokan sokağımızda; henüz kentsel dönüşüme uğramamış eski apartmanların birinin balkonundan sesler geldi. Zaten yeni apartmanaların balkonları o sesler için müsait değil. Aynı sesler, eski binalardan geliyor anca. Yine gülüşmeler, konuşmalar, çatal bıçak sesleri... Yaş grubu benimle yaşıt; hatta belki benden de ufak.

Sesleri kaybettiğimi fark ettim. Arkadaşlarımdan uzaktım, kız arkadaşım yoktu, ailem yanımda değildi.

1 yorum:

Mert Altıparmak dedi ki...

Müdür duygulandırdın valla.