Salı, Ocak 17

Sunshine Cleaning


Büyük beklentiler büyük hayal kırıklıkları yaratır. Sinemada da böyledir. Size hayatın sırrını vermesini bekler ve isterseniz ama sonunda büyük ihtimalle avucunuzu yalarsınız. Hayat da buna benziyor; Sunshine Cleaning, böyle bir hayatı yaşayan bir ailenin hayatı mizahı da kullanarak anlatıyor. Komedi filmi değil ama; yanlış olmasın. Öte yandan film hayatın sırrını da vermiyor. Dünyanın en iyi filmi de değil. Yavaş da bir temposu var, sıkabilir belki de. Ama bu, film izlemek isteyen ve sadece 90 dakikası olan birinin iyi bir zaman geçirmeyeceğini garanti edemez.

İki kız kardeş, bir oğul (yeğen) ve bir yaşlı baba. Hiçbiri hayatta yırtamamış. Üstelik başroldeki Rose (Amy Adams) lisenin en popüler kızlarından biri olarak hayata adım atıyor. Sonrası, bir erkek çocuk, işsizlik ve listedeki basketbol takımının kaptanının metresi olma durumu. Diğer fertler de benzer durumları yaşıyor. Teyze Norah'ın (Emily Blunt) yeğeni Oscar'a "Piç olmak çok havalı bir şey. ileride kız tavlarken faydasını göreceksin" demesi de bu aileyi en iyi anlatan özelliklerden biri. 

Ve en sonunda iki kız kardeş ilginç bir işe girerek,  intihar eden ve öldürülenlerin arkasında kalanları temizleyen bir şirket kuruyorlar. Tabi ki toplumun; diğer kadın arkadaşlarının komününe kabul edilmek bu meslekle daha da zorlaşıyor.

Güzel film. Bir kadın senarist ve bir kadın yönetmenin işbirliğinden çıkmış. Bazı yerlerde 'kadın filmi' olarak değerlendirildiğini okudum da pek öyle değil. Daha genel bir film, daha toplumsal bir durum ve bunu kadınlar da yazıp çekebiliyor. IMDB'deki 6.9'u haketmiyor. 7'yi geçmeliydi.

Hiç yorum yok: